5 Eylül 2016 Pazartesi

YENİ ARABADA BAKILAN ÖZELLİKLER


ARABAYA BAKIŞ AÇILARINIZ

elbette ki kisinin yasi, pozisyonu, maddi durumu ile alakali olarak degiskenlik gosterir bu ozellikler. bir modellemeyi genele atfetmek, bu nedenle mumkun degildir.
ancak yine de yeni bir araba alacak her insanevladinin baktigi, aradigi, bekledigi belli seyler vardir arabadan.
ilk olarak fiyat gelir herhalde bunlarin arasinda. kisi butcesine gore bir araba secmekte ve hangi araci alacagina, belirledigi fiyat araligindaki araclar arasinda yaptigi karsilastirmalar sonucu karar vermektedir.
ornegin kisi, arabaya 25 ile 30 milyarlik bir butce ayirmis olsun. tutup bu adamin bmw 7 serisine bakmasi dahi (araci ne kadar severse sevsin) abesle istigal olacaktir. bu kisi icin ford focusopel astratoyota corollahonda civic gibi araclar arasinda yapilacak bir karsilastirma daha faideli, daha uygun olacaktir.
fiyat araligi belirlendikten sonra kisinin yonelecegi belli basli bir kac kategori vardir karsilastirma icin:
- guvenlik
- performans
- estetik
- servis / bakim / teknik destek
- aracin ikinci el piyayasi














BMW X5 İLK KİRAYA VERDİĞİM GÜN

BMW X5  İLK KİRAYA VERDİĞİM GÜN
Merhaba biricik dostlarım bugün galerimizde tek başımda bilgisayardan haberlere bakıyordum. Haberlerde kiralık araçlarla bomba yüklediklerini ve patlatdıklarını okudum aradan bir saat geçtikten sonra bir adam ve bir hanımefendi düğün arabası yapmak için benden araba kiralamak istediklerini söylediler bende arabalarımdan BMW X5 var dedim bana fiyatını sordular ve ben o haberi okuduktan sonra güvenemedim ve adama düğün davetiyesi yanınızda var mı ? diye sordum hanımefendi çantasından davetiyeyi çıkartıp gösterdi içim rahatladı. Ehliyetlerinin fotokopilerini alarak sözleşmeyi tamamladım ve üçyüz elli lira dedim. Adam üçyüz elli lira verdi HGS kullanacaksanız yirmi lira daha alabilir miyim? dedim. Yirmi lirayıda hanımefendi çantasından çıkarıp verdi. Arabayı tanıtıp arabanın anahtarını ve ruhsatını verdim.


31 Ağustos 2016 Çarşamba

Toyota C-HR


Toyota C-HR

C-HR’ın 2014 Paris Otomobil Fuarı’nda sergilenen konsepte sadık kalınarak tasarlanan üretim modeli, sınıfında ve Toyota ürün gamında farklılık yaratıyor. Ülkemizde üretilecek ilk hibrid otomobil olan C-HR, özgür tasarımı ve yenilikçi mühendislik teknikleri ile ilgi çekiyor. Markanın yeni global platformu üzerinde inşa edilen modelin hedef kitlesi de detaylı biçimde tanımlanmış: Duygusal, farklı olmanın peşinde, yeniyi denemekten korkmayan, aracını kişiliğinin bir uzantısı olarak gören şehirli gençleri gözüne kestiren Toyota, modelinin malzeme ve tasarım kalitesi ile hem yaygın rakiplerine, hem de Premium modellere meydan okuyor. 4360 mm uzunluk, 1795 mm genişlik, 1555 mm yükseklik ve 2640 mm dingil aralığı ile Honda HR-V ve Opel Mokka gibi Türk alıcısının ilgisini çeken yeni modellerle doğrudan rekabete giriyor. Coupe benzeri çizgilerle sınıfına dinamizm getiren C-HR, sportif bir SUV’den çok, bir SUV’ye benzeyen sportif bir otomobil olarak algılanmak istiyor. Yerden yüksek görüntüsü ve dikkat çekici çizgileri ile model alışılmadık bir duruşa sahip. Under Priority ve Keen Look anlayışlarının ortak ürünü olan burun tasarımı, burnun genişliği boyunca uzayan üst ızgarası ve teker çıkıklıklarını vurgulayan tampon elemanları ile yapılı görünüyor. Full LED farlar akılda kalıcı bir ışık imzası oluşturmuş. Uçlara dayalı tekerlekler ile daha uzun görünen model, yüksekte başlayan ince camları ile coupe benzeri bir profile kavuşuyor. Tekerlekler arasında yükselen plastik kaplama ile gözler yukarı yönleniyor. Gizlenmiş arka kapı kolları coupe hissini güçlendirirken, spoylere birleşen tavan çizgisi de sportif havaya katkıda bulunuyor. Belirgin arka tekerlek çıkıklıkları ile oluşturulan yapılı görüntü, omuz konumundaki stop lambaları ile desteklenmiş.

İç mekan, dış tasarıma paralel çizgileri ve benzer havası ile ilgi çekiyor. Fonksiyonel, kaliteli ve şık iç mekan, Toyota iç mekan tasarımındaki değişimi de gözler önüne seriyor. Multimedya ekranına dahil edilen işlevler sayesinde kısalan konsol görüşü arttırmış ve cam alanını büyütmüş. Sürücü odaklı kabin, yine de ferah hissettiriyor ve enerji veriyor. Koyu gri, siyah-mavi ve siyah-kahve temalarında seçilebilen kabin oldukça davetkar. Kapı panellerinde devam eden katmanlı yapı ve cilalı siyah kaplamalar tasarım ve malzeme kalitesinin örnekleri. Üst donanım seviyelerinde koltuklar deri ve ısıtmalı olarak alınabiliyor. Orta konsolun asimetrik yapısı görüntüyü özgün kılıyor. İçgüdüsel kontroller sayesinde araca kısa sürede hakim olunabiliyor. JBL ses sistemi seçeneği de sunuluyor. Orta konsolun başındaki 8 inçlik ince uzun ekran Premium modelleri aratmıyor. Dokunmatik yüzey, navigasyon ve daha pek çok işleve erişim sağlıyor. C-HR birçok modern güvenlik sistemini Toyota Safety Sense başlığı altında standart sunuyor. Çarpışma önleme sistemi, şerit takip sistemi, trafik işareti okuma, otomatik far asistanı, yaya algılama sistemi ve adaptif cruise control pakete dahil sistemler arasında. Park asistanı da opsiyon olarak sunulmakta. C-HR’ın sürüşü Avrupa yolları ve sürücüleri göz önüne alınarak geliştirilmiş. Doğrusallık, etkileşim ve tutarlılık kriterleri doğrultusunda şekillendirilen sürüş; alçak ağırlık merkezi ve akıcı direksiyon hareketleri sayesinde sportif bir his kazanıyor. Yüksek hızlarda olduğu kadar şehir trafiğinde de keyif vermesi hedeflenen model için iki motor seçeneği açıklanıyor. Hibrid model 122 beygir güç üreten motora sahip. Model km başına 90 gramdan az karbondioksit salınımı yaparken 100 km’de 3.7 litre yakıt tüketiyor. Benzinli model ise 1.2 litrelik 115 beygir güç üreten motora sahip; 100 km’de 5.7 litre yaktı harcıyor. 6 vitesli manuel veya CVT şanzımanlarla sunulacak olan C-HR, 2×4 veya 4×4 olarak da alınabilecek. Sakarya’da banttan inecek olan model Türk Crossover müşterisini hem yapım yeri hem de özellikleri ile cezbetmeyi başarıyor.

C-HR, burnunu süsleyen tasarım detaylarıyla son dönem Toyota modellerini hatırlatsa da, çok daha agresif bir ifadeye sahip. Burnun yüksek ve çıkık bir noktasında konumlandırılan marka logosu çevresinde kurgulanan detaylar, geriye doğru çekilme hareketleri ile hareket hissi yaratıyor. Logoyu sarmalayan siyah şeritler yukarı uzarken farlara birleşiyor. Farların alt ve üst kenarı siyah şerit hizasından ilerlemeye devam ediyor. Üst kenar hızla uzarken, alt kenarın yaptığı köşeli basamak inme hareketi far alanını genişletiyor, gözlere gerçeklik katıyor. Basamak sonrasında tekerleğin yankısı olacak şekilde, dairesel yol çizerek üst kenara birleşen alt kenar far şeklini tamamlıyor. Alt kenar boyunca ilerleyen LED aydınlatmalar ışık imzasının temellerini atıyor. Farların genişleyen bölgesindeki dairesel mercek ve etrafındaki sık aralıklı çizgiler görüntüyü detaylandırıyor, teknolojik gelişmişlik hissi uyandırıyor. Yanlara çekilirken şişen farlar üzerinde hafifçe dalgalanan kaput geriliyor. Farlar hizasında ve orta bölgede yükselip alçalan kaput fazlaca dikkat çekmeden gözleri burnun alt kısmına yönlendiriyor. Toyota logosu ve farlardan oluşan üst yarının devamında geniş hava girişleri geliyor. Burnun altından geçen siyah plastik kaplamaya birleşen hava girişi, dörtgensel petekleri ile sportif görünüyor. Uçlara dayalı dairesel sis farları ise basit görünümleri ile öne çıkarılmış. Hava girişi açıklığının yükseldikçe daralan yan kolları gövde rengi çizgilerle vurgulanmış. Tekerleklere yakın konumdaki üçgensel açıklıklar da bu kenarların yankısı. Yukarı uzadıkça burnun ortasına yönelen, alçaldıkça genişleyen çizgiler aracın büyük boyutlarının altını çiziyor. Geniş hava girişi üzerinden geçen gövde rengi şerit üzerinde çizgi şekilli başka bir açıklık daha yer alıyor. Ağız kısmı detaylandırılan burun, sinirli ifadeyi güçlendiren pek çok detay ile sivri, belirgin bir kişiliği kavuşuyor. Toyota logosu altında kısa süre devam eden pürüzsüz yüzey burnun yüksekliğini ortaya çıkarıyor.

Yana doğru çekilen gözler, C-HR’ın coupe profili ile tanışıyor. Farların üst kenarından aşağı devam eden çizgi, gövde rengi zemini yararak alçalıyor, tekerlekler hizasına kadar indikten sonra stoplara doğru yavaşça yükseliyor. Bu sırada kapı kolları üzerinden geçen omuz çizgisi ile alttan uzayan çizgi arasında pürüzsüz bir bölge oluşuyor. Aracın heybetine katkıda bulunan düzlük altında bu bölgenin şeklinin simetriğini çizen plastik kaplama yer almakta. Yana doğru yükselen kalama, aracın uzun değil yüksek algılanmasını sağlıyor. Büyük ve çıkık tekerleklerin de bu algıda yeri var. Detaylı jant tasarımları yan cephenin sadeliğini dengeliyor. Üst kısımdaki camlar, ön cama siyah A sütunu ile birleşik görünüyor. Tavanın da siyah rengi sayesinde tüm saydam yüzeyler birbirine bağlı. Camların alt kenarı arkaya uzadıkça hafifçe yükseliyor, arka kapı sonuna doğru hafifçe yükseliyor, sivri bir zirve ardından geri, arka cama doğru alçalmaya başlıyor. Üst kenar ise bir çember yayı çizerek üst kenarı tamamlıyor. Arka cama uzanan siyah şerit arka cepheye köprü görevi görmekte. Arka kapı kolunun C sütununa gizlenmesi ve cam geçişlerinde cilalı siyah kaplama kullanılması detaya gösterilen özenin dışa yansıması. Yan sinyallerin siyah aynalarda taşınması da yan duvarların sadeliğine katkıda bulunuyor. Kapıların altından dolanan çizgi, yavaşça stoplara yükseliyor. Stoplara uzanma hareketine camlar altından geçen omuz çizgisi ve C sütunundan beliren silik bir çizgi daha katılıyor. 3 kolun birleştiği stop lambaları arka cephedeki çıkık bölümü başlatıyor. Bagaj kapağındaki gövde rengi zemin giderek çıkıklaşıyor, arka camın eğikliği sayesinde kambur bir sırt meydana getiriyor. Gövde rengi zeminin üst köşelerini saran “C” şekilli stop lambaları öne uzadıkça derinleşen bir şekle sahip. Kırmızı ışık yolları arkadan C-HR’ı tanınır kılarken, koyu kırmızı ve siyah bölgeler stopları da sportif gösteriyor. Tavan ve stoplardaki koyu renk kullanımı kişiliği daha sert kılmaya çalışıyor. Eğik cam üzerindeki spoyler sportif özelliklere katkıda bulunuyor. Cam sonrasındaki gövde rengi zemin derin plaka yuvası ve çıkık üst kenarı ile görünür hale getirilmiş. Tampondan yükselen siyah plastik kaplama bagaj kapağına uzanıyor, düz bir üst kenarla kesiliyor. Plastik kaplamanın köşeleri kedigözleri ile vurgulanmış. Etraflarını saran uzun plastik kaplamalarla görünür hale gelen kedigözleri plastik zeminin gerisinde bırakılmış. Sportif ve güçlü görüntü, yüksek ve sivri omuzlu arka cephe ile sonlandırılmış.

İç mekan dışarıdaki sportif havanın izlerini taşıyor, ancak renkler ve malzemeler ile daha ciddi bir görünüm benimsiyor. Sürücü karşısındaki üç kollu direksiyon, aşağı uzanan yan kolları ile hafif bezgin bir görüntü yaratsa da etrafındaki detaylar sayesinde bu fazla etki yaratmıyor. Tüplerle sarılı iki ana gösterge taşıyan gösterge paneli, ön cam altı zeminin yavaşça yükselmesi ile örtülüyor. Ön cam altı zeminin rengi kapı panellerinde de kullanılıyor. Kol dayama zemininden başlayan ikincil renkteki şerit, ön panele ilerliyor ve havalandırma çıkışlarının üst kenarından başlayarak tüm ön yüz boyunca ilerliyor. Konsolun tepesindeki multimedya ekranını da sararak konsola bağlantıyı güçlendiren renkli şerit diğer kapıya devam ederek sonlanıyor. Konsol, ekrana devredilen işlevler sayesinde oldukça kısalmış ve ferahlamış. Havalandırma çıkışları sonrasındaki havalandırma kontrolleri cilalı siyah zemine yerleştirilmiş. Malzeme çeşitliliği yaratan cilalı zemin yanlara da uzayarak varlığını hissettiriyor. Sürücüye dönük konsolun devamında yatay konsolda geçiş sırasında depolama gözleri geliyor. Vites kolundan sonra ise ön cam altı zemin renginde kol dayama paneli bulunmakta. Kapı panellerindeki cepler de günlük depolama ihtiyaçlarını karşılıyor. Arka yolcu sırası küçük yan camlar nedeniyle karanlık hissettirebilir. Ancak C-HR kompakt Crossover boyutları ile 4 yetişkini konforla taşıyabilmeli. Modelin yıl sonuna doğru, 70.000 TL seviyesinde bir fiyatla satışa sunulması bekleniyor. C-HR, özgün görüntüsü ile her zevke uymasa da her gözü kendine çekmeyi başarıyor. Arazi becerisinden yoksun, şehirli SUV-Crossover’lar arasında taze bir seçenek olarak çekici.

Seat Leon
























Seat Leon
Kompakt sınıfın yükselen yıldızı Seat Leon, Türk alıcısını rakiplerine kıyasla kısmen düşük fiyatları ve gençlik “fışkıran” tarzı ile kendine çekmeyi başarıyor. 2012’de tanıtılan 3. nesil model, önceki Leon’lara benzer şekilde eğlence ve keyfi ön plana alırken, bu sefer farklı olarak tasarım ve konfor konularında çekingen davranmıyor. Volkswagen Grubu mensubu kompakt hatchback’lerin en çekicisi Leon; çarpıcı tarzı, yenilikçi teknolojisi ve Premium hissi ile etkilemeyi başarıyor. Multimedya, bilgilendirme ve sürüş destek sistemleri ile 2012’den beri bugünün savaşına hazır olan model, yüksek güçlü çeliğin kullanımı ile hafiflemiş ve sağlamlaşmış. MQB platformu üzerinde yükselen, 4263 mm uzunluk, 2636 mm dingil aralığı, 1784 mm genişlik ve 1459 mm yükseklik değerlerine sahip olan Leon önceki neslinden kısa olsa da daha yüksek iç hacme sahip. 380 litrelik bagaj hacmi 60:40 oranında bölümlenmiş arka koltukların yatırılması ile daha da büyüyebiliyor ve araç içimde 1558 mm uzunluğa kadar nesneler taşınabiliyor. Hacmin verimli kullanımı sayesinde ferahlık kazanan iç mekan, sayısı 12’yi geçen depo gözleri ve 5 adet kapalı eşya gözü ile günlük kullanımda da kolaylık sunuyor. Aile kullanımına daha uygun hale gelen model genç ruhunu kaybetmemiş, tazelemiş. Sportif karakter duygusal bir ifade ile Leon’un kişiliğini derinleştirmiş. Güncel Seat tasarım anlayışını taşıyan ilk üretim modeli olan Leon, keskin çizgileri ve sivri köşeleri ile çarpıcı görünmekte. Kısa tekerlek çıkıklıkları ve uzun dingil aralığı modelin daha olgun görünmesini sağlıyor. Girinti-çıkıntılar ve kıvrımlı yüzeyler sayesinde görüntü canlanıyor. 3 boyut etkisi tasarım kalitesini yansıtıyor. Burun tasarımı farlarla akılda kalıyor. Işık imzasını belirginleştiren Full LED aydınlatmalar opsiyonel. Yan cephe tavanın tepe noktasının arkaya kaydırılması ile daha uzun görünüyor. Kesintili dinamik bel çizgisi kaslı bir görüntü yaratıyor. Sivri C-sütunu ve yüksek üçüncü cam gözleri arkaya yönlendiriyor. Bel çizgisi ile yaratılan kaslı duruş, çıkık stop lambaları ile de desteklenmiş. LED lambalar Leon’u arkadan tanınır kılmakta. Leon’un FR donanımlı modelleri siyah tampon ve iki adet krom egzoz çıkışı ile daha iddialı görünüyor.




Dışarıdaki iddia içeri de taşınmış. Leon’un kokpiti dışarıdaki tasarım kalitesini farklı bir tarzla içeride devam ettiriyor. Düz çizgiler ve sık düğmeler ile yaratılan sofistike, donanımlı görüntü sürücüye dönük konsol ile tamamlanıyor. Premium hissi veren yumuşak plastik kaplamalar ve krom çizgiler ile süslenen ön panel işçilik kalitesinin de bir göstergesi. Opsiyonal ambiyans aydınlatması içeriye huzurlu bir ışık. Sürüş modlarına göre rengi değişen ışık kapı panellerinde de görülmekte. Sade ve anlaşılır kontrol paneli köşegeni 5.8 inçe kadar büyüyen multimedya ekranını merkezine alıyor. EasyConnect multimedya sistemi en üst seviyede sesli kontrol ve navigasyon özelliklerine de kavuşuyor. Akıllı telefonlar sisteme Bluetooth veya USB bağlantılarla entegre edilebiliyor. Leon pek çok modern güvenlik sistemi ile beklentileri karşılıyor. İkincil çarpışma önleme freni, sürücü yorgunluk sensörü, elektronik denge kontrolü, lastik basıncı uyarısı, şerit takip asistanı, uzun far asistanı, park sensörü öne çıkanlar arasında. Aracın sürüş hissi FR modellerindeki Seat Drive Profile modülü üzerinden değiştirilebiliyor. Eco, Comfort, Sport ve kişisel modlarına sahip olan sistem motor tepkisi, direksiyon desteği ve şanzımanı etkiliyor; aynı zamanda iç aydınlatma modla ilişkili rengi alıyor. Leon tamamı doğrudan püskürtmeli ve turboşarjlı TSI ve TDI motorlarla satışa sunuluyor. Benzinli motor seçenekleri 1.2 litre 110 beygirlik ünite, 1.4 litre 125 beygirlik ünite, 1.4 litre 150 beygirlik EcoTSI ünite ve 1.4 litre 150 beygirlik ünite olarak sıralanıyor. 110 ve 150 beygirlik motorlar 7 vitesli DSG veya 6 vitesli manuel şanzımanla sunulurken 125 beygirlik seçenek yalnızca manuel, 150 beygirlik seçenek ise yalnızca DSG şanzımanla alınabiliyor. EcoTSI motor ACT aktif silindir kapatma sistemi ile düşük enerji gerektiren kullanımlarda 2 silindiri kapatarak yakıt tasarrufu sağlıyor. TDI motor seçeneği olan 1.6 litre 110 beygirlik ünite ise 5 vitesli manuel şanzıman veya 7 vitesli DSG şanzıman ile alınabiliyor. Performans meraklıları için sunulan Cupra sürümü ise 2 litre 290 beygirlik TSI motora sahip, DSG şanzımanla geliyor. Modeller Style veya FR donanımında alınabiliyor. Leon, 60.000 TL seviyesindeki başlangıç fiyatı ile rakiplerinden az farkla daha ucuza geliyor. Fiyat listesi için tıklayınız. Yüksek donanımlı veya daha güçlü motorlu modellerin fiyatları diğer markaların kompaktlarına yaklaşsa da Leon daha yüksek bir sahip olma tatmini sunuyor. Ülkemizde yaygınlaşan Seat modelleri Leon’un ikinci el değerinin de yükseleceğine işaret ediyor.



Yatay çizgilerle geniş görünen burun, LED gündüz farları ile huzurlu bir bakışa kavuşuyor. Merkezdeki ızgaranın yan kenarları yükseldikçe genişliyor ve yanlara açılıyor. Seat logosunun üzerinde bulunduğu zeminin basık altıgen deseni sportif bir görüntü yaratıyor. Izgaranın etrafı krom çerçeve ile sarılmış ve ızgara öne çıkarılmış. Farların burun içine bakan yan kenarları ızgaranın yan kenarlarına paralel, bu sayede elemanlar birbirine bağlanmış ve akılda kalıcı bir görünüm yakalanmış. Yanlara uzayan farların alt ve üst kenarı başlangıçta paralel ilerliyor, ardından alt kenarın yaptığı basamak inme hareketi far alanını genişletiyor ve bakışlara ek bir derinlik getiriyor. Farların üst ve dış yan kenarı boyunca ilerleyen LED şeridi basamakla beraber çukurlaşıyor, bir üçgen şekli çiziyor. Üçgenin içindeki elemanların cevhersi görünümü teknolojik gelişmişliğe işaret ediyor. Burnun içini işaret eden sivri köşe gözleri Seat logosuna yönlendiriyor. Burnun alt yarısına geçiş sırasında beliren beyaz şerit plakayı taşıyor. Plakanın altında ise geniş bir hava girişi üstteki ızgaranın şeklini tekrarlıyor. Yan kenarların aşağı indikçe genişlemesiyle büyüyen şekil aynı sportif desenle doldurulmuş. Hava girişinin düz üst kenarı kendinden emin bir görüntü oluşturuyor. Farlar hizasındaki sis farı yuvaları hava girişine paralel yan kenarları, yumuşak köşeleri ile yaprak benzeri bir şekil almış. Sis farları şeklin yarısını kaplıyor. Burnun alt ve üst yarısının ayrımında farların dış yan kenarları arasında uzayan soluk çizgi işlev görüyor. Kaput üzerindeki çizgiler burnun dik kısmına erişemeden sonlanıyor. Farların iç yan kenarlarına uzanan iki çizgi ve simetri ekseni kaputun yükselişine işaret ediyor.



Yan cephe öndeki havayı korurken gözleri kıvrımlarla tanıştırıyor. Kıvrımla yükselen ön cam çizgisi yavaşça arka cama doğru alçalıyor. Tavan çizgisini izleyen üst kenarla örtülen yan camlar, arka kapıdan sonra aniden yükselen alt kenar ile canlı bir görünüme kavuşuyor. Cam geçişlerindeki cilalı siyah kaplama malzeme kalitesine işaret etmekte. Gövde rengi zeminden beliren yan aynalar, dışa uzayan sivri uçları ve yan cam şeklini andıran şekilleri ile şık görünüyor. Ön farların üst kenarından arkaya uzayan çizgi ön tekerlek sonrasında giderek güçleniyor, ön kapı kolu sonrasında incelerek yok oluyor. Omuz çizgisinin devamı bagaj kapağı üzerinden geliyor. Stop lambaları üzerinden gelen çizgi arka kapı kolu üzerinde sonlanıyor ve kesintiyi vurguluyor. Çizgilerin yan cam şekline uyma kaygısı olmadan uzamaları rüzgarla şekillendirilmiş bir görüntü yaratıyor. Ön ve arka tekerlekler gövdeden hafifçe çıkıklaştırılmış. Sade, ancak sportif jantlar yan cephenin boş kalan alt yarısına gereken detayı sunuyor. Kapıların alt kısmındak boşlukta üçgensi bir düzlem oluşuyor. İçeri doğru yapılan girinti sayesinde kapıların yüksek görünmesi önleniyor. Yan camların arka ucu gözleri arkaya yönlendiriyor. Tavanı deva ettiren ince spoyler ardından düz arka cam geliyor. Alt kenarı aşağıyı işaret eden bir oka benzeyen camın şeklini diğer detaylar da izliyor. Yana uzayan omuz çizgisinin kapak üzerindeki kısmı camı tekrarlayacak şekilde alçalıyor, bu sırada Seat logosunu üzerine alıyor. Bagaj kapağını açan marka logosu altında geniş aralıklarla yazılan model adı bulunmakta. Stop lambaları da öne uzarken kalınlaşıyor, ancak dörtgen şeklini fazla bozmuyor. Kırmızı yarının şekli LED aydınlatmalarla vurgulanmış. Bagaj kapağı ortasına doğru incelen aydınlatmalar marka logosunu sessizce işaret ediyor. Kapak ardından tampondaki derinlik de öndeki ızgarayı hatırlatır biçimde genişliyor. Siyah derinlik plakaya yuva sunuyor. Yanlara uzayan sivri uçlar omuz çizgilerini destekleyecek şekilde yanı işaret ediyor. Tampon altındaki gövde rengi zeminde FR donanıma özel iki dairesel egzoz çıkışı görülüyor. Leon, dışarıda gözü doyurmayı başarırken olgunluğunu bozmuyor.



İç mekan olgunluğu sürdürüyor. Sürücü karşısındaki üç kollu direksiyona aşağıya uzanan metalik görünümlü kol ile ren gelirken, diğer kollardaki düğmeler gelişmişlik hissi yaratıyor. Gösterge paneli ise iki analog gösterge ve aralarındaki bilgi ekranından oluşuyor. Yazı tipi sportif havayı destekliyor. Gösterge panelinin siperliği yanlara doğru yavaşça düzleşiyor, orta konsol üzerinden geçerek konsolun üst yarısını sarıyor ve sürücü tarafı havalandırma çıkışını da kapsayarak şekli tamamlıyor. Üst yarıdaki kontrol elemanlarını gruplayan çizgi sayesinde görüntüye düzen geliyor. Multimedya ekranı yanındaki büyük havalandırma çıkışları, ve konsolun devamındaki sade havalandırma kontrolleri şık bir görüntü yaratıyor. Büyük düğmeler kullanım kolaylığı sağlıyor. Vites kolunu da saran konsol uzantıları tüm kritik elemanları birbirine bağlıyor. Ön koltuklar arası düzlemde bardak gözleri ve depo kutusu bulunuyor. Kapı panellerindeki çizgiler geriye doğru çekilme hissi yaratmakta. Kapı kollarının ve kol dayanaklarının şekli genel havaya uyuyor. Leon’un arka sırası 3 yetişkini hafifçe sıkıştırarak ağırlayabiliyor.

























Mercedes-Benz C-Serisi

Mercedes-Benz C-Serisi

Otomotiv tasarımındaki yeni akımlar ile, gösteriş meraklısı Premium sedanlar dahi değişmek durumunda. Mercedes, orta sınıftaki ürün grubu C-Serisi’ ni yenilirken, önceki modelin gereksiz düzeyde iddialı detaylarını çöpe atıyor, ve pürist bir çizgiden yoluna devam ediyor. 2007’ de tanıtılan son neslin ardından 6 yıl sonra yeni hali ile gözler önüne çıkan C-Serisi, Mercedes’ in değişen tasarım anlayışının ürünlerinden. Türkiye pazarında da sedan tutkunu ve prestij meraklısı alıcılar tarafından önceki neslinde çok talep gören C-Serisi Sedan, 2014 ile beraber yeni yüzü ile yollara çıkmaya hazırlanıyor. 95 mm’ lik artış ile 4686 mm uzunluğa erişen ve daha büyük dingil aralığına sahip yeni model, 480 litrelik bagaj hacmi ile müşteri kitlesinin ihtiyaçlarını karşılayacak hacme sahip. Araç bünyesinde kullanılan alüminyumun yüzdesinin %10’ dan %50’ ye çıkarılması ile meydana gelen 100 kg ‘lık hafifleme, daha düşük yakıt tüketimi sağlarken, daha az karbondioksit salınımını da mümkün kılıyor. Yan tasarımında önceki modelden tanıdık, klasik Mercedes sedanı hatlarını koruyan C-Serisi, büyük tekerlekleri ile daha sportif ve yere basar görüntüde. Giriş seviyesi modellerde küçük armalı burun tasarımı sunulurken, üst donanımlarda iri yıldızlı ızgara, aracın kimliğini daha iyi belirtmesini sağlıyor. 0,24 Cd’ lik rüzgar direnci ile sınıfının aerodinami standartlarını yükselten araç, bu yönü ile de fark ettirmeden tasarruf sağlıyor. Önde, standart farlara ek olarak statik ve LED Intelligent Light System tiplerinde LED grupları sunuluyor. Aracın arka stop lambaları da standart olarak LED aydınlatma ile sunuluyor, ki bu aracın geceleri ayırt edilmesini ve kendi tarzını yansıtmasını sağlıyor. C-Serisi’ nin iç mekanında da dışarıya benzer şekilde bir arınma söz konusu. Düğme kalabalığı yok, ve teknolojil ilerlemeler S-Serisi’ ni hatırlatır durumda. Malzeme kalitesi ve işçilik ile Mercedes beklentileri karşılarken, metal ve derinin bir arada kullanıldığı kombinasyonlarda çok hoş bir sportif etki elde ediliyor. Akışkan çizgilere sahip orta konsol, tepesinde 7 inçlik bir dokunmatik multimedya ekranı taşıyor. Bu ekran, COMAND Online paketi ile 8.4 inç boyuta ulaşıyor. Orta konsolun koltuk seviyesindeki uzantısında da dizüstü bilgisayarlarda sunulan touchpad’ lerin bir benzeri yer alıyor. Dokunmatik ekranın kontrolünde otomotiv üreticileri bugüne kadar tekerlekten yön düğmelerine pek çok çözüm sundu, ancak touchpad metin girişinde çok daha büyük kolaylık sağlıyor. Kullanıcının parmağını bu yüzey üstünde gezdirmesi ile menülerin taranması da hızlanıyor.


Orta konsola bakıldığında, çok az sayıda düğme görülmesi, tocuhpad’ den daha çok işlevin yerine getirileceğinin ipucunu veriyor. C-Serisi’ nin yeni opsiyonu olan Head-Up Display ise aracın kendine özgü güvenlik sistemlerinin verilerini de sunuyor. Araç, spor görüntü sunan Avantgarde, lüksü pekiştiren Exclusive, ve sportif sedanın tanımını değiştiren AMG donanımlarında sunulacak. İç mekan için sunulan ek özellikler arasında havayı iyonize eden, temizleyen AIR BALANCE paketi, Burmester ses sistemi, canlı trafik bilgisi yer alıyor. C-Serisi araçları baz donanımlarında bile 3G’ li telefınlarla internete bağlanabiliyor, COMAND paketli araçlar hotspot oluşturuyor. Güvenlik donanımlarına geçildiğinde ise yorgunluk algılama sistemi dikkat çekiyor. Bu sistem mola alternatifleri sunarken, son mola üstünden ne kadar geçtiğini de söyleyebiliyor. Araç, 200 km/s’ e kadar otomatik frenleyebiliyor, hatta duran araçlarla çarpışmayı dahi önlüyor. Distronic Plus, öndeki araçla mesafenin korunması konusunda destek sağlıyor, BAS PLUS ise trafik akışına göre fren tepkileri veriyor. Bunlar dışında, günümüzün gereklilikleri şerit takip sistemi, otomatik park sistemi, 306 derece kamera, işaret dedektörü, uzun huzme geçiş asistanı da sunulan özellikler. Bebekli aileleri mutlu edecek bir özellik ise ön yolcu koltuğuna bebek koltuğu takıldığında otomatik kapanan havayastıkları. C-Serisi sedan, başlangıçta tümü start-stop sistemli 3 motor seçeneği ile sunulacak: Dizel C220 BlueTEC, 2.1 litrelik hacimli, 170 beygir üreten seçenek ve 100 km’ de 4 litrelik yakıt tüketimi ile etkileyici. C180 ise 1.6 litrelik 156 beygir güç potansiyeline sahip olan seçenek, o ise 100 km başına 5 litre yakıt harcıyor. C200, 2.0 litrelik hacimde ve 184 beygir güç üretiyor, 5.3 litre yakıt tüketmekte. Bu motorlar, 6 vitesli manuel şanzıman veya 7-G Tronic PLUS şanzıman ile seçilebiliyor. Fiyat listesi içintıklayınız. İlerleyen zamanlarda, 1.6 ve 2.2 litrelik dizel motorlar ve güç seçenekleri eklenecek, 5 benzinli seçenek daha gelecek, ayrıca bir dizel-hibrid model de planlanıyor. 4MATIC motorlar da yolda. C-Serisi, comfort, Avantgarde ve alçak spor bir süspansiyon olmak üzere toplam 3 süspansiyon arasında geçiş yapabilecek. Ayrıca sınıfında havalı süspansiyon ilk defa AIRMATIC markasıyla C-Serisi’nde sunulacak.

C-Serisi’ nin tasarımı incelenmeye başlandığında, ön kısımda arkaya uzayan gerili farlar başlı başına geride görünürken, ayrıca öne çıkarılan ızgara üç boyut hissi yaratıyor. Dairesel uçlu, arkaya çekilen farlar, ızgaranın yan kenarını taklit eden yan kenarlara sahip. Farların içinde üst kenar boyunca ilerleyen, ancak üst kenarın köşesine takılmayan bir kesintisiz LED çizgisi görülüyor. Bunun altında da mücevhersi aydınlatma elemanları etkileyici bir görüntü oluşturuyor. İki far tarafından kavranan ızgara, hafifçe çıkıklaşıyor. Hafif eğimli alt ve üst kenarların kıvrımlı yan kenarla bağlandığı şeklin içinde donanıma göre sportif veya klasik ızgara tasarımı bulunuyor. Klasik ızgaranın dış çerçevesi çok daha kalın oluşu ile önceki modelinkinden farklı görünüyor, kalın çerçeve içinde bulunan ince çizgiler de geleneksel görüntüyü tamamlıyor. Sportif ızgara tasarımında ise ızgara alanı içinde iki ana yatay çizgi yer alıyor ve bunların ortasında içi dolgulu Mercedes arması bulunuyor. Oldukça pürüzsüz kaputun üzerindeki ön camın yanlarından çıkan iki çizgi de ızgaraya birleşiyor. Izgaranın altında yer alan ince uzun hava çıkışı, plaka ile kısmen engelleniyor. Bu hava çıkışı ile aynı hizada üst kenara sahip olan diğer siyah bölgeler ise farların altında bulunuyor. Bunların arasındaki hava çıkışının altından geçen gövde rengi alt kontur, burnun ortasında yükseliyor ve sonra yeniden alçalıyor. Çok yükselmeyen detaylar ile 1810 mm’ lik genişlik belirginleşiyor.

Aracın yan kısmında ise önceki nesil model yen cam tasarımının korunduğu, ancak öndeki gibi köşelerde bir yumuşama olduğu göze çarpıyor. Yan camın üst kenarı ön cam ile beraber yukarı kalkıp, tavan boyunca düz gittikten sonra kapı ile beraber dairesel biçimde iniyor, dikelerek alt kenarla birleşiyor. Alt kenar da üst kenarın başlangıç noktasından sonra hafif yükselip arka kapı ucunda yeniden alçalıyor. Yan aynalar üzerinde son 5 yıldır korunan yan sinyal lambası şeklinin değişmiş olarak karşımıza çıkması bir tasarım ögesinin daha yaşlandığını söylüyor. Kapıların bombelendiği sırada gelen kapı kolları, yüzeye gömülü halde duruyor ve yan yüzeyde belirgin çıkıklıklar oluşmuyor. Bu aerodinamizmdeki başarıyı sağlayan bir başka detay. Ön tekerlek üzerinden gelip, arka kapı kolu hizasında sonlanan kalın çizgi aracın “rüzgarla şekillendirilmiş” görüntüsünü güçlendiriyor. Kapıların altında da arka tekerlek yanından başlayıp alçalarak ön tekerleğe uzayan bir başka hafif çizgi yer alıyor. Arka tasarımda ise pozitif ilerleme var. Bagaj kapağının dikey ile yatay yüzeyini ayıran üst kenarın eğimli oluşu, kıvrımlı bir tavan, dolayısıyla dolgun bir kalça oluşturuyor. Arka yüzeyin yana birleştiği alanda bulunan stop lambaları, öne doğru yükselen şekilde. Çekirdeğe benzer şeklinin içinde aynı şekilli iki LED çizgi taşıyan lambalar çok şık görünüyor. İki stop lambası arasında, bagaj kapağında ise logo altındaki kalın krom şerit arka tasarımın temel elemanlarından birini oluşturuyor. Bu şeridin altında bulunan derinlik, daire yarısı biçiminde, ve bunun içinde de plaka yer almakta. Farlar ile aynı hizada başlayan bagaj kapağı, sonradan oldukça derinleşiyor. Bu sebeple tampon bagaj kapağının altı ile karşılaştırıldığında çok daha çıkık görünüyor. Tamponun en altında yeniden hareketlilik başlıyor: İnce uzun siyah plastik kaplama,üzerinde krom çizgi ile oluşturulan bir çizgiyi taşıyor. Bu çizgi uçlara doğru kıvrılıp, “c” harfleri oluşturuyor. Oldukça şık, sportiflikten çok lüksü hissettiren arka tasarım beğeni topluyor.

İç mekanda ise yeniden heyecan duyuluyor. Orta konsola bakıldığında, tepesindeki ekranın altında 3 dairesel havalandırma çıkışı görülüyor, bunun altında iki ince çizgi halinde sunulan temel kontroller ise tüm fonksiyonları özetliyor. Bu iki çizgi ardından bomboş halde kıvrılan yüzey, vites kolundan sonra sona eriyor. Vites kolu da yatay formu ile ilgi çekici. Orta konsolun üstünde, yanlara uzayan kollarda da metal eklentiler lüks ve malzeme çeşitliliğini arttıran etkide bulunuyor. Göstergelerin yumuşakça yükselen siperliği ise yanlara uzuyor, ön yolcu koltuğu boyunca dahi devam ediyor. En uçlarda da yine dairesel havalandırma çıkışlar yer alıyor. Gösterge panelinde çıkık gölgelikli sportif göstergeler sürüş zevkini gözlere aşılıyor. Direksiyon, üç kollu yapıda ve üzerinde kullanılan malzemeler ile cazip hale geliyor. Kapı iç yüzlerindeki alışılmış koltuk ayar düğmeleri, metaller eşliğinde canlanıyor. Şık kapı kolu ise kibar görüntüsü ile takdir edilesi. Metal ağırlıklı orta konsol ve kırmızı deri kombinasyonu sportif yönü vurgularken, bej deri ve ahşap kaplamalı aydınlık iç mekan da aynı etkiyi farklı biçimde sunuyor. C-Serisi, çok büyük yenlik barındırmasa da, gerekli yenilik dozunu almış ve yoluna bir 3 yıl daha sorunsuz devam edebilir. Yeni Mercedes-Benz C-Serisi Sedan fiyatları ile şaşırtmıyor. 120.000 TL civarındaki başlangıç fiyatı premium bir orta sınıf sedanda normal.

Porsche Panamera

Porsche Panamera


Sürücü karşısındaki büyük gösterge paneli, merkezindeki devir göstergesi ile geçmiş dönemdeki modellere gönderme yapıyor. Göstergeler ve ekranların iç mekana pürüzsüzce entegre edilmesi ile doğallık sağlanmış. Alçak oturma konumu sayesinde alçak tavan çizgisi baş mesafesini fazla kısıtlamıyor. Dokunmatik arayüzler havalandırma çıkışı kanatlarının ayarlanmasında dahi kullanılmakta. Opsiyonel 4 bölgesi klima tüm yolcuların kendi iklimini belirlemesini sağlıyor. Diğer opsiyonlar arasında masaj özellikli koltuklar, ortam aydınlatması ve Burmester ses sistemi bulunuyor. Panamera, gece görüş sistemi ile yaya ve büyük hayvanları algılayabiliyor ve sürücüsünü uyarıyor. InnoDrive başlığı altında sunulan Adaptif Cruise Control, navigasyon sisteminden gelen viraj ve yükselti verilerine göre hızı ayarlıyor. Aracın sürüş karakteristikleri Normal, Sport, Sport Plus ve Kişisel modları ile değiştirilebiliyor. Sport Response düğmesi ise tüm motor gücünü devreye alarak maksimum performans sağlıyor. Model, başlangıçta 3 motor seçeneği ile sunulacak. Panamera Turbo, 4 litrelik V8 motoru ile 550 beygir güç üretiyor, 306 km/s maksimum hıza erişiyor ve 0-100 km/s hızlanmasını 3.8 saniyede tamamlıyor. Yakıt tüketimi ise 100 km’de 9.4 litre. Panamera Turbo aynı zamanda Aktif Silindir Kapatma sistemi ile 8 silindir yerine 4 silindir kullanarak düşük güç gerektiren sürüşlerde %30’a kadar tasarruf sağlamakta. Panamera 4S ise 2.9 litrelik V6 motoru ile 440 beygir güç üretiyor. Maksimum hızı 289 km/s olan motor, 0-100 km/s hızlanmasını 4.4 saniyede tamamlıyor ve 100 km’de 8.2 litre yakıt tüketiyor. Porsche’nin en güçlü dizeli Panamera 4S Dizel ise 422 beygir güç üreten V8 motora sahip. 422 km/s maksimum hıza erişen ünite 0-100 km/s hızlanmasını 4.5 saniyede gerçekleştirmekte. 100 km’de 6.8 litre yakıt tüketiyor. Tüm motorlar 4×4 olarak tercih edilebiliyor ve hepsi için 8 vitesli çift kavramalı PDK şanzıman sunuluyor. Yolda olduğu kadar pistte de başarıyı hedefleyen Porsche, 3 kademeli adaptif havalı süspansiyon, sportif dinamik şasi kontrolü, torque vectoring, elektromekanik direksiyon sistemi ve arka aks yönlendirme sistemlerini Panamera’da da sunuyor. Modelin Türkiye’deki popülaritesi oldukça yüksek. Yeni nesil daha canlı görüntüsü ile genç lüks sınıf müşterilerini kendine çekiyor.



Burun tasarımı ikonik Porsche ifadesini korurken modern tasarım ögeleri ile güncel hissettiriyor. Yan camların alt kenarından başlayan çizgi kaputun içine doğru ilerliyor ve tekerleklerle arasında bir yükselti oluşturarak farlara zemin hazırlıyor. Eliptik farların şekli rüzgarla itilen damlalara benzetilmiş. Burnun içini işaret eden yumuşak bir köşe ardından yumuşak kıvrımlarla şekillenen farların arka ucu tamamen dairesel şekle sahip. Cam kapak altındaki siyah zeminde 4 adet noktasal LED aydınlatma beliriyor. 4 modül arasındaki büyük parça ise gözbebeğini meydana getirmiş. Farlar arasında kalan kaput, daha alçak bir seviyeden burnun alt yarısına doğru devam ediyor. Ön cama doğru uzayan iki çizgi arasındaki marka logosu yataya yakın konumu ile görünme kaygısından uzak. Sonlanan kaput ardından silikleşen çizgiler gözleri tampona yönlendiriyor. Farlardan kısa süre sonra gelen yatay bir ayraç ardından burnun dikey kısmı başlıyor. Ortadaki geniş hava girişi iki yana da uzarken farlar hizasında bir ayraç ile bölümleniyor, böylece üst yarıdaki bölmeler vurgulanıyor. Hava girişlerinin yumuşak köşeleri alışılan samimi görüntüyü sürdürürken, sık aralıklı yatay kanatlar genişliğe işaret ediyor. Farlar hizasındaki hava girişlerinin üzerinde bir kat daha açıklık bırakılmış. Orta hava girişinde ise ek açıklık yerine plaka tutuluyor. Burnun altından düz biçimde ilerleyen gövde rengi çizgi kurallı bir görüntü oluşturuyor. Burnun geriye çekilen duruşu ve bu duruşu destekleyecek şekilde yataya yakın eğimdeki farları hareket hissi yaratıyor.


Yan cephe hareketliliği kıvrımlarla destekliyor. Burnun sınırını belirleyen kenar, yan camların alt kenarı olduktan sonra arka kapıya doğru ilerledikçe yükseliyor, bir “C” harfi çizerek tavana erişiyor ve başlangıç noktasına dönerek şekli tamamlıyor. Cam geçişlerindeki camsı kaplamalar ve camların etrafındaki değişken kalınlıklı krom çerçeve kaliteli bir görüntü sağlıyor. Yan camların “C” şekilli kıvrımı ardından camların alt kenarı sonrasında gelen burun kıvrımı ile bir “S” harfi oluşturulmuş. Birbirine birleşen detaylar ile akışkanlık kazanan yan cephe, girinti ve çıkıntıların yarattığı yansımalarla canlanıyor.  Ön tekerlek çıkıklığı ardından gelen yan hava çıkışının alt ve üst kenarları gövde rengi zemini yaran çizgilerle belirginleştirilmiş. Kapı kollarının altına uzanan çizgi aracın bel çizgisini oluşturmakta. Kapıların altında ise iki tekerlek arasında uzanan düz bir çizgi görülüyor. Yan camların altından beliren kabartı stop lambalarına doğru ilerlerken yükseliyor ve şişkinleşiyor, arka tekerlek hizasını vurguluyor. Arka kapıya yakın arka tekerlek ardından gelen geniş gövde rengi panel arka cepheyi, kalça bölgesini daha da çıkık gösteriyor. Arka camın tavan çizgisini izleyerek yavaşça eğilmesi de arka cephenin atletik duruşunu güçlendiriyor. İnce stop lambaları birbirine bagaj kapağı boyunca uzayan kırmızı şeritle bağlanıyor. Uçlarda ince “G” harfleri çizen lambaların şekli bagaj kapağı üzerindeki çıkıntı sürdürülmüş. Geniş harf aralıklarıyla yazılan marka adı ihtişamlı görünüyor. Bagaj kapağı altında beliren plaka girintisi ile aynı seviyede tampon bölgesi başlıyor. Alttan beliren siyah plastik kaplamanın iki yanına egzoz çıkışları yerleştirilmiş. Turbo modeline dörtgensel şekil alan çıkışlar diğer modellerde dairesel şekle sahip. Egzoz çıkışları siyah bir çerçeve ile sarılıyor ve birbirine bağlanıyor. Yatay çizgiler büyüklük algısını geliştirirken, arka cepheye geçişi sağlayan uzun panel ve kıvrımlar zarif bir görüntü yaratıyor. Panamera önceki nesline kıyasla daha büyük ve yeterli görünüyor. 911 serisine yapılan açık göndermelere Panamera’nın özgün karakterini yaratan detaylar eşlik ediyor. Yan camlara eklenen üçüncü parça iki neslin ayırt edilmesini kolaylaştırıyor.


İç mekanın fütüristik görünümü az sayıda detay ve geniş yüzeyler ile sağlanmış. Ön cam altı zemin ön yolcu koltuğunun karşısından sürücü önüne düz biçimde ilerlerken gösterge paneli ile yavaşça kalkıyor ve iniyor. Bu sırada orta konsol seviyesindeki kaplama da düz çizgileri ile bu ilerlemeye eşil ediyor. Direksiyon, dairesel merkezi ve düz kenarlı kolları ile şık görünüyor. Alta uzanan kolun içi boş bırakılmış, diğer kollar ise bolca düğme ile teknolojik yönden gelişmişliği hissettiriyor. Gösterge paneli 5 gösterge ile oldukça geniş. Merkezdeki devir göstergesinin yanında hız, yakıt ve ivme göstergeleri yer alıyor. Dıştaki göstergeler ise çevre ve saat bilgisi sunuyor. Gösterge panelinden sonra ön cam altı zemine bitişik multimedya ekranı geliyor. Metal görünümlü çerçeve ile alt ve üst kenarı belirlenen ekranın devamındaki konsol iki ön koltuk arasına eğimle uzanıyor, daha sonra kol dayama zemini ve bardak tutucular geliyor. Uzanan konsolun cilalı siyah zemininde dokunmatik kontroller ve vites kolu bulunuyor. Metal parçalarla sarılan vites kolu güçlü görünüyor. Konsolun siyah zeminin başındaki havalandırma çıkışı ise tek parçalı oluşu ile fazla dikkat çekmiyor. Ön cam altı zemindeki analog saat kırmızı ibresi ile heyecan uyandırıyor. Kapı iç panellerinde ön paneldeki gibi düz çizgiler kullanılmış. Sportif kapı kolları “U” şekilleri ile arkaya uzayan parlak çizgileri başlatıyor. Kol dayama parçaları abartısız bir görünüme sahip. Siyah-beyaz kaplamalarla aydınlanan kabin huzur veriyor. Arka sırada iki yetişkine yeterli alan sunuluyor. Standart olarak elektrikli açılıp kapanma özelliğine sahip olan bagaj kapağı, ardından günlük kullanım için yeterli hacmi gizliyor. 495 litrelik bagaj, 40:20:40 oranında bölümlenen arka koltukların yatırılması ile 1304 litreye kadar büyüyor. 2. nesil Panamera daha olgun, daha “olmuş” görüntüsü ile yollara çıkmaya hazırlanıyor. Türkiye’de 2016 sonuna doğru görülmesi beklenen model, lüks sınıf müşterilerinin iş adamı kategorisinden çok zengin genç klasmanına hitap ediyor.

Renault Scenic

Renault Scenic

Otomobil pazarında değişen trendler her sınıfı ve alıcı türünü etkilemeye devam ediyor. Aileler SUV’lere kayarken MPV’ler de bir değişim sürecine giriyor. Bu değişimi Espace ile başlatan Renault, çok satan aile otomobili Scenic’in dördüncü neslini SUV kırması bir görünüm ile tanıtıyor. Yıl sonuna doğru yollara çıkması beklenen model, 2011 Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergilenen R-Space konseptinden türetilmiş. Alışılan Scenic görüntüsüne kıyasla daha cezbedici, modern ve güçlü görünen son nesil model boyutlarındaki değişimleri gizlemeye çalışmıyor. 4 cm artışla 4406 mm uzunluk, 2 cm artışla 1865 mm genişlik ve 3 cm artışla 2734 mm dingil aralığına erişen model, görünenin aksine yerden çok da fazla yükselmiyor. 1653 mm yükseklik yeterli baş mesafesi sunuyor. Bagajın 572 litrelik hacmi üst donanımlarda arka koltukların tek düğme ile katlanması sayesinde daha da genişliyor. Bagaj hacmine ek olarak 63 litrelik ek depolama alanı kabin içine dağıtılmış. 11.5 litrelik çekmece tipinde, soğutmalı ve aydınlatmalı torpido gözü ve 4 adet zemin altı depo alanı öne çıkıyor. Yeni nesil Scenic de 7 kişilik kullanım için standart modelden hafif farklarla ayrılan Grand Scenic türevine sahip olacak. Yeni neslin yeniden belirlenen oranları daha sportif bir görünüm oluşturuyor. Uçlara itilmiş ve aralarındaki mesafe olabildiğince açılmış tekerlekler SUV’leri anımsatıyor. Akışkan çizgilerle sürdürülen modern hava Scenic’in aile odaklı bir otomobil olduğunu unutturuyor. Kısa burun ve uzun, eğik ön cam tipik MPV duruşunu koruyor. Ön cam yanındaki üçgensi camlar ise yan görüşü iyileştiriyor. Üst donanımlarda gelen LED Pure Vision farlar en iyi aydınlatmayı sağlıyor. Yan cephe alçak tavan çizgisi, uzun dingil aralığı, kısa tekerlek çıkıklıkları ve yükselen bel çizgisi ile hareket hissi yaratıyor. Yerden yükseklik hissini sağlayan temel eleman, tekerlekler, standart olarak 20 inçlik jantlarla geliyor. Bu büyük tekerlekler sürüş konforunu iyileştirirken aerodinamik performansı olumsuz etkilemiyor. Araç, devasa tekerleklerine rağmen yerden sanıldığı kadar yüksek değil. Alçalan tavanı gizleyen uzun ön cam, aracın SUV olduğu yanılsamasını yaratıyor. Çift renkli gövde seçenekleri görüntüyü iyileştiriyor. Siyah ve gri olarak seçilebilen tavan rengi modelin dış tasarımına nitelik kazandırıyor. Scenic’in lansman rengi Bal Sarısı dikkat çekici bir gövde rengi. Arka cephe geniş omuzları ve 3D stop lambaları ile kaslı görünüyor.


Ön panelin çizgilerinin kapı panellerinde devam etmesi ile sürekliliğin sağlandığı iç mekan malzeme kalitesi ile de beğeniliyor. Yumuşak plastik kaplamalar, krom parçalar ile renkli bir kabin oluşturulmuş. Kesintisiz ve sade konsol sürücü odaklı duruşu ile denetimi kolaylaştırıyor. Üzerindeki 8.7 inçe kadar büyüyebilen dikey ekran R-LINK 2 multimedya sistemini çalıştırıyor. Sesli kontrol edilebilen sistem; navigasyon, trafik bilgisi, telefon hizmetlerine erişim sunuyor ve akıllı telefon hareketleri ile kontrol edilebiliyor. Sistem güvenlik ve sürüş sistemlerinin ayarlarını da barındırmakta ve bu ayarların eşleştirilebildiği 6 sürüş profilini hafızasında tutabiliyor. Ön koltuklar arasındaki konsol ileri-geri kaydırılabiliyor ve iki sıra tarafından da kullanılabiliyor. 13 litrelik depo gözü aynı zamanda kol dayama zemini olarak da iş görüyor. Scenic’in koltuklarının yapısı Espace ile aynı. Çift yoğunluklu süngerden oluşan koltuklar üst donanımlarda ısıtma, masaj ve 8 yönlü elektrikli desteğe de kavuşuyor. Arka koltuklar 60:40 oranında bölümlenmiş, bölümler birbirinden bağımsız olarak ileri-geri hareket edebilmekte. Arka sıra için ön koltuklar arkasında katlanabilir masalar ve güneşlikler de sunulmakta. Panoramik cam tavan kesintisiz biçimde devam ederek kusursuz görüş sunuyor. Scenic pek çok modern güvenlik donanımı ile satılıyor. Yayaları algılayabilen acil fren sistemi, 7-60 km/s hız aralığında sürücüyü uyarıyor ve gerekirse fren uyguluyor. Standart olarak sunulan bu sistem kamera ve radar sistemlerinden yararlanmakta. Güvenli mesafe uyarısı, adaptif cruise control, sürücü yorgunluk takibi, şerit takip asistanı, trafik işareti okuma, uzun far asistanı, kör nokta uyarısı, park sensörleri ve park asistanı sunulan özellikler arasında. Sürücünün yola odaklanmasını kolaylaştıran renkli Head-Up Display de donanım listesinde. Scenic, MULTI-SENSE sürüş modları ile farklı karakterlere bürünüyor: Nötr, Sport, Comfort, Eco ve Kişisel modları seçildiğinde kapı panelleri ve ekranlar modlara özgü renklerle aydınlanıyor. Modlar, gaz pedalı ve motor tepkilerinde yarattıkları farklarla birbirinden ayrılıyor. Scenic için 6 dizel, 2 benzinli motor seçeneği açıklanıyor. Energy ailesine mensup dCi motorlar 95, 110, 130 ve 160 beygirlik sürümlere sahip. 110 beygirlik modelin Hybrid Assist versiyonu fren enerjisini depoluyor, elektrikli motor ile ana motoru besliyor. 6 vitesli EDC şanzımana sahip 160 beygirlik dCi ünite dışında tüm motorlar 6 vitesli manuel şanzımana sahip. 110 beygirlik seçenek de 7 vitesli EDC şanzımanla alınabiliyor. Benzinli motorlar ise 115 ve 130 beygirlik TCe üniteler olarak sıralanmakta. 4. nesil Scenic bir kompakt SUV’ye benzese de aile odağını kaybetmemiş. Model, bir MPV’nin pratik kullanım özelliklerini arayan, ancak stil yönünden de yüksek beklentileri olan modern aileleri çekiyor. Yeni nesil SUV’lere yakın tarzı ile sessiz sedasız yok olan 3. nesle göre daha avantajlı durumda. Yüksek döviz kurları ve vergilere rağmen yeni model Türkiye’de de başarılı olabilir.

Scenic’in ön yüzü farlara doğru açılan kolları ike karşısındakini karşılayan, mutlu bir bakışa sahip. Merkezdeki büyük Renault logosu ızgara ile desteklenen siyah şeritlerle sarmalanıyor, farlara bağlantı güçlendiriliyor. Izgara zemini sıklıkla tekrarlanan dikdörtgenlerle doldurulmuş ve ciddi bir izlenim yaratılmış. Kolların yukarı uzama hareketi krom şeritlerle vurgulanmakta. Izgaranın alt sınırına eşlik eden krom çizgiler ızgara katmanın derinliğini vurguluyor. Farlar içindeki aydınlatma elemanları ve dekoratif parçalar da kolların şeklini sürdürecek şekilde düzenlenmiş. Arkaya uzarken yükselen alt ve üst kenara bitişik çizgiler kolların eğimini sürdürüyor. Çizgiler arasındaki alanda bulunan dikdörtgensel aydınlatmalar ise teknolojik bir görüntü yaratıyor. Dışa doğru genişleyen yan kenarla birleşen alt ve üst kenarlar sayesinde daha büyük görünen farlar, diğer uçlarındaki burnun ortasını işaret eden ok motifi ile gözleri marka logosuna itiyor. Kaput üzerinde farların kollarla birleşimi ve marka logosunun yan köşeleri hizasına yönelen çizgiler görülüyor. Burnun ön tarafına erişemeden sonlanan çizgiler burnun kısa oluşunu da vurguluyor. Burunla hemen hemen aynı eğime sahip olan ön cam Scenic’in monospace doğasını yansıtıyor. Burnun alt kımı üstteki detayları gölgede bırakmamak adına basit şekillere sahip. Üst ızgara hizasında devam eden hava girişi, düz alt ve üst kenarlar ile genişliği vurguluyor. Hava girişi yanlarında, daha üst katmanda görünen siyah maskeli alanlar ise sis farlarını taşıyor. Dairesel sis farlarının üzeri krom bir çizgi ile örtülmüş. Maskeli alanları hava girişinden ayıran eğik kenarlar, farların burna bakan kenarlarına yakın eğimleri ile uyumlu bir görüntü yaratıyor. Hava girişinin alt kenarı sis farlarının gerisine atılmış ve tampondaki katmanlar vurgulanmış.

Yan cephe öndeki havayı sürdürüyor ve canlı görünüyor. Siyah tavan sayesinde ön camlara birleşik görünen yan camlar aracın modern görüntüsünü güçlendiriyor. Ön camın alt kenarı yana devam ederken alçalıyor, ön kapıdan sonra yumuşak bir köşe ile yükselişe geçiyor, arka kapı ardından yumuşakça kıvrılarak tavana yükseliyor. Tavan çizgisini izleyen çember yayı alt kenarı örterek cam şeklini meydana getiriyor. Üst kenar krom çizgi ile vurgulanmakta. Cam geçişlerindeki cilalı siyah kaplama da siyah tavan rengine uyum sağlıyor, kalite hissine katkıda bulunuyor. Yan aynalar ön kapının ucuna yerleştirilmiş. Tavan rengindeki aynalar siyah bölgeyi büyütüyor. Camlar ardından bel çizgisiyle beraber şişkinleşen gövde panelleri aracın yapılı gövdesini ortaya çıkarıyor. Farların arkayı işaret eden ucundan beliren bel çizgisi arkaya uzarken arka tekerlek hizasında bir sıçrama gerçekleştiriyor ve yan camın alt kenarını izleyerek stop lambalarına birleşiyor. Tekerlekler arasındaki girinti dingil aralığını uzun göstermekte. Alttan ilerleyen siyah plastik kaplamaya bitişik ekleme, kapılar altında bir dalgalanma yaratıyor ve krom parça ile renk çeşitliliği oluşturuyor. Krom parçanın önü işaret eden ucu da hareket hissine katkıda bulunmakta. Jantlar geniş gövde panelleri sebebiyle azalan detay sıklığını dengeliyor. Karmaşık görünümlü detaylar aracın yere basma hissini güçlendiriyor. Arka cephe dik sırtı ile güçlü görünüyor. Siyah tavana birleşen hafifçe eğik arka cam, yanlara kıvrılıyor ve üçgensi uzantıları ile yan camlara paralel ilerliyor. Stop lambaları da bu uzantılar hizasında başlıyor, bagaj kapağını ortasına ilerlerken inceliyor ve marka logosunu işaret ediyor. Yan cepheye bakan uçları dairesel olan lambalar, düzgün bir sınırla ayrılan iki renkli bölgesi sayesinde ciddi görünüyor. Kapak ortasına ilerlerken alçalan üst kenar, basamak atlayan alt kenarla birleşiyor, bir tırnak ile marka logosuna uzanıyor. Logonun devamında krom bir şerit geliyor. Stop lambalarının yan kenarından çıkan gövde rengi çizgiler kıvrılarak krom şeride birleşiyor, kapak üzerinde bir tur tamamlıyor. Plaka şerit altındaki derinliğe görünür biçimde yerleştirilmiş. Alttan devam eden siyah plastik kaplama bagaj kapağı altından düz biçimde devam ediyor, bu sırada üzerinde kedigözlerine yer veriyor. Dış tasarım, renkli ve canlı görüntüsü ile gözleri doyurmayı başarıyor. 

Emek Sahibi: BayPmuk